2 Ekim 2017 Pazartesi

Kaçkar Ultra Maratonu 15k Raporu



Kaçkar Ultra Maratonu 15k parkuru benim için ilkleri barındıran bir yarışma oldu. Öncelikle hayatımda katıldığım ilk koşu yarışmasıydı. Dağ parkurunda koştuğum ilk yarışma ve şimdiye kadar koştuğum en uzun mesafeyi bu yarışta yaşadım.

Bu coğrafyaya aslında hiç yabancı değilim. Dağcılık yapmaya 1997 yılında bu dağlarda başladım ve ilerlettim. Hemen hemen her yaylasına ayak izimi bırakmışımdır. Bu sebeple koşu sporuna yaklaşık 1 sene önce başladıysam da geçtiğimiz 2 sene boyunca Kaçkar Ultra Maratonu'nu sosyal medyadan hep takip ettim. Aklımın bir yerlerinde hep katılmak vardı. Koşuda da artık bir yerlere geldiğimi düşündüğüm anda yarışa 4 ay kala hemen 46k kategorisine kayıt yaptırdım. Herhalde yaptığım en cahilce işlerden biriydi bu. Dağcılık yıllarından kalma bir özgüvenle bu işe giriştim. Yarışa yaklaşık 3 ay kala koşu sporuna biraz daha profesyonelce hazırlanmak için Kerem Yıldız (instagram: a.kerem.yildiz) ile birlikte çalışmaya başladık. Neyse ki Kerem 46k sevdasından beni hemen vazgeçirdi ve biraz daha sabretmemi istedi. Hatta haklı olarak 15k parkurundan da çekilmemi istedi (Kaçkar Ultra Maratonu 2017 kayıtları açıldığında parkur aslında 13k idi. Yarışa 1 ay kala rota 15k olarak güncellendi)
Mental olarak 15k'ya hazır olsamda fiziksel olarak hazır değildim. Kerem ile çalışmaya başlamadan önce yanlış ve eksik antrenmanlardan dolayı hafif sakatlıklarım vardı. İlk önce bunları tamir edip temeli oturtmamız lazımdı. Biraz kilo problemimde vardı (Halen var). Çalışmalara hızlı bir şekilde başladık. Koşu antrenmanlarını kuvvet ve germe antrenmanlarıyla destekledik. Sonuçları da zamanla almaya başladık. Tek gereken sabır ve azimdi. Antrenmanlar bir yandan devam ederken Kaçkar Ultra Maratonu da yaklaşıyordu. Kerem ile konuyu tekrar tartışıp katılmayı çok istediğimi, kendimi fazla zorlamayıp gerekirse cut-Off'a kalabileceğimi sadece ortamı biraz solumak istediğimi söyledim. Çok taraftar olmasada kabul edip son antrenmanlarımı Kaçkar'a yönelik hazırladı. Bir yandan antrenmanlara devam ederken yarışma organizatörlerinden Dağcılık yıllarından tanıdığım Alper Dalkılıç ile epey bir yazıştık. Malzeme ve yarış hakkında tüyolar topladım. Sağolsun her türlü soruma sabır ve özenle cevap verip yardımcı oldu. Diğer yandan Aykut Çelikbaş'ın Ultra Kitabı hızır gibi yetişti ve kafamdaki bir çok soruyu cevapladı.



Yarışmadan 1 gün önce Araba ile Trabzon'a geçtim. Trabzon Havaalanında arkadaşlarım, 15k da yarışacak olan Bahar, Çınar ve 46k da yarışacak olan Ayla'yı aldım. Birlikte ilk önce Çayeli kurufasulyecisine sonra da Çamlıhemşin'e geçtik. Çamlıhemşin'de bize İsmet İnan katıldı (46k bayanlar 2.si oldu) daha doğrusu biz ona katılarak rotaya ve işaretlemelere yakından bakmak için arabayla Çinçiva, Zilkale ve Palovit şelalesi civarında biraz tur attıktan sonra Ayder Yaylasına geçtik. Hepimiz Haşimoğlu Otel'den yer ayırmıştık. Maraton organizasyonu da bu otelde olduğu için odalarımıza yerleşip hemen yarış kayıt masasına gittik. Burada malzeme kontrollerimizi yaptırıp yarış kitlerimizi aldık. 1 saat kadar kahve ve sohbetin ardından teknik toplantıya katıldık. Teknik toplantıda Alper ve Elena ilk önce 15k daha sonra da 46k parkuru hakkında bilgilendirme yaptılar ve soruları cevapladılar. Bu arada hava hiç beklenmedik şekilde sıcak ve nemli olduğu için 15k koşusunun 1 saat öne alındığı teknik toplantıda açıklandı.



Teknik toplantı sonrası dışarıda bir makarna partisi oldu. Ardından otelin restoranında biraz daha mideyi doldurduktan sonra herkes odasına dağıldı. Bende son hazırlıklarımı yapıp yanıma alacağım malzemeleri kontrol ettim.

  • Çanta olarak Raidlight Gilet kullandım.
  • Yanımda 2 adet 600ml su kabı getirmiştim ama 2 adet kontrol noktası olduğu ve ayrıca pek çok su kaynağı olduğu için sadece 1 tanesini yanıma aldım.
  • Hava sıcak da olsa burası Kaçkar Dağları ve havanın bozma ihtimaline karşı su geçirgenliği az ama hafif  olan yağmurluğumu aldım ve koşu sırasında çantada taşıdım.
  • Yiyecek olarak bir avuç tuzlu fıstık ve 1 adet protein bar aldım.
  • Telefon ve gopro kamera yanımda taşıdığım diğer ağırlıklardı. Biraz daha hafif olsun ve az yer kaplasın diye gopro nun housing'ini yanıma almadım.





Pazar sabahı saat 06:30 da uyandım. Uyandığımda 46k koşucuları servisle otelden ayrılıyorlardı. 7:30 da kahvaltıya indim ve ardından kıyafetleri giymek için odaya çıktım. Kıyafet seçimi için sabahı görmek istedim. Tayt mı yoksa şort mu vs gibi. Şort ve tshirt de karar kıldım. Saat 08:00 de otel önünden servislere binerek Çinçiva köprüsüne gittik. Burada çok güzel bir ortam vardı. Tulum eşliğinde karşılandık. Çinçiva köprüsünde hep beraber tuluma eşlik ettik. Bu arada yazının başında dediğim gibi bende ayrı bir heyecan var. İlk yarış ve ilk dağ koşusu. Kafamda hiç olumsuz düşünce yok. Bitirebileceğime inanıyorum. Bahar ile birlikte ısınma hareketleri yapıyoruz. Derken 3-2-1 ve yarış start alıyor. İlk 500 metreden sonra Bahardan ayrılıp ilerlemeye başlıyorum. İlk kilometrelerde hem bolca geçiyorum hem de geçiliyorum. Yolun ilk 1.7 km si beton zemin. Ardından Arnavut kaldırımlı yol ile Zilkaleye tırmanmaya başlıyoruz. Yokuşlarda hızlı yürüyüş temposu ile çıkıyorum, düzlük ve inişlerde tekrar koşuya başlayıp hızlanıyorum. Yarışın 2. Km sinde 2 kadın ve 1 erkek İranlı koşucuyla aynı tempoda gitmeye başladık. Hatta 10.km ye kadar birbirimize hep yakın gittik.
5.7 km de ki ilk kontrol noktasına daha varamadan 3.75 lerde İranlı koşucular kontrol noktasına varmış ve dönüşe geçmişlerdi. Hepsi pata pata koşturarak yanımdan geçtiler. Çok hızlıydılar ve biraz sinir bozucuydu açıkçası. 4.km de de antrenman whatsapp grubundan arkadaşım Kağan yanımdan geçti. Ben tanımadım ama Kağan tanıdı beni ve tokalaşıp birbirimizi oyalamadan kolay gelsin diyip devam ettik yollarımıza. Ve sonunda ilk kontrol noktası olan zilkaleye varıyorum.


 Burada hiç yemek ve su desteği almadan yani  durmadan devam ediyorum daha doğrusu rota gereği geldiğim noktadan geri dönüyorum. Hemen dönerken Bahar ve Çınar'ın bana çok yakın olduklarını görüyorum. Haydi diyerek birbirimizi gazlayıp devam ediyoruz. 7.km de Bahar beni yakalıyordu ama yokuş aşağı hızlı koşabildiğim için tekrar arayı açıyorum. Yine 7. Km lerin sonlarına doğru daha önce gözüme kestirdiğim bir çeşmeden mataramı doldurup yola devam ediyorum. 9. km de gerçek anlamda dağ maratonu başlamış oldu. Patika ve orman içinden yükselerek ilerlemeye devam ettik. Bu arada yarışa çok konsantre olduğum için pek fazla foto çekmedim ama bu patika yolda manzara çok şahaneydi ve koşarken bir kaç poz çektim. 10.km lerde başlayan yokuşlar beni çok zorladı. Ara sıra durup soluklanmak zorunda kaldım. Yokuş yukarı daha iyi olacağımı tahmin ediyordum ama olmadı. Bu sırada benle beraber ilerleyen İranlı koşucular kopup gittiler. Bir çift ve başka bir kadın koşucu beni burada geçti. 11.km de ise Bahar beni yakaladı. Bana eşlik etmek için biraz yavaşladı ama devam etmesini söyledim ve devam etti.




Daha sonra yine 11.km nin içinde 2. Kontrol noktasına ulaştım. Burada Elena vardı ve ileride yol ortasındaki  işaretli ağaca dikkat etmemi ve ağacı geçerek ilerlememi söyledi. Kontrol noktasında 2 adet tuzlu kraker  ve suyumu alarak devam ettim. Elena'nın dediği yerde ağaca rastladım. Tam burada yo çatal oluyordu. Ufak bir tereddüt yaşadım ama yukarı giden yolda işaret göremeyince işaretli ağacı aşarak devam ettim. Hemen akabinde işaretleri tekrar gördüm. Buradan sonrası yokuş aşağı ve beton yoldu. Tekrar koşuyu hızlandırdım. Bu sırada beni daha önce  geçen çifti geçtim ve arayı açtım. 14. Km nin içine girdiğimde artık derenin sesini duyabiliyordum. Bir süre sonra da insanların ve finişe gelenleri alkışlayanların sesini duymaya başladım. Bu beni iyice gaza getirdi ve hızlandım. 15. Km de Bahar'ı yakaladım ama çoktan finişe varmış olmalıydı. Beton yolda yokuş aşağı inerken dizlerinde sorun yaşamış. Penguen gibi yürüyordu. Benim gitmemi istedi. Biraz gittim ama nasıl olsa kürsü görecek halim yoktu. Dönüp Bahar'a eşlik ettim. Biraz destek vererek Çinçiva köprüsünü tırmandık ve finişe birlikte girdik. Aylardır büyük bir heyecanla hazırlandığım dağ koşunu 2:31 süreyle bitirdim. Bu arada Bahar yaşadığı sakatlığa rağmen bayanlar yaş kategorisinde 1. Oldu. Birlikte madalyaları alıp hatıra fotoğrafı çekildik.  Ardından Otele gidip üstümüzü değiştirdik ve  46k koşan arkadaşlarımızı finişte karşılamak için tekrar Çinçiva köprüsüne gittik. Biz gittiğimizde İsmet çoktan bitirmişti. Kısa bir süre sonra Ayla da finişi gördü. Birbirimizi tebrik edip Fırtına deresine yıpranmış ayaklarımızı sokup tedavi etmeye çalıştık ve ardından otele geçtik. Ben bayılıp sabaha kadar uyuduğum için akşam dereceye girenler için düzenlenen töreni kaçırdım. Normalde uykum çok hassastır ve en ufak gürültüye uyanırım ama ne kapımın çalındığını ne de eşimin telefon aramalarını duymamışım.




Gelelim organizasyon ile ilgili notlara

  • Benim ilk yarışım olduğu için diğer organizasyonlar ile karşılaştırma yapamayacağım ama ben genel olarak memnun ayrıldım.
  • Teknik toplantıda duymak istediklerimi duydum.
  • İşaretlemeler azdı ama yeterliydi. Genel olarak düz bir rota izledik. Çevreyi gereksiz yere kirletmenin manası yok zaten.
  • Görevliler kritik noktalarda uyarılarını yaptılar.
  • Kontrol noktalarında yiyecek çeşitliliği fazlaydı ve su vardı.
  • Anlaşmalı otel Haşimoğlunun odaları temiz ve büyüktü. Personel Güleryüzlü ve yardımcıydı. Sadece ilk geceki akşam yemeğinden memnun kalmadım. Bozuk mezeler vardı ve ana yemekten çok az verdiler.
  • Yol trafiğe açıktı ama sıkıntılı bir durum olmadı. Jandarma Trafik, yolun büyük kısmında araçları yavaş gitmesi için uyardı.
  • Madalya tasarımı hoşuma gitti. Başarılıydı.
  • Kaçkaralar Türkiye'nin Ender coğrafyalarından biri ancak yarışa katılım az sayılırdı. Eğer koşan olmaz ise bu tür organizasyonlarda olmaz. Umarım ileriki yıllarda katılım daha da artar. Ayrıca organizasyon sponsorlarının da yetersiz olduğunu düşünüyorum. Sponsorluk Türkiye'de sporcuların ve organizasyonların en büyük sorunu malesef. Kaçkar Ultra Maraton daha fazla desteği hakediyor bence.

Beni her zaman motive eden, destek veren, sakatlıklarımda iyileştirmek için çaba harcayan sevgili eşim Didem'e çok çok teşekkür ediyorum.

Ve bu ilk koşu yarışımı kanser tedavisi gören Babam ''Şefik Acar'' ve Teyzem ''Esin Şendur Çamlıdere''ye armağan ediyorum. Umarım tez zamanda sağlıklarına kavuşurlar. 

KOŞU KAYITLARI
GARMIN
STRAVA





1 yorum:

Under Armour Spor Maskesi - UA Sportmask

Under Armour firması sporcular için özel nefes almayı kolaylaştıran bir sporcu maskesi üretti. Türkiyede piyasaya çıktıktan sonra çok kısa b...